DOĞUM FİYATLARI 2019 ANTALYA

ANTALYA DOĞUM

Antalya doğum ve doğum fiyatları konulu yazımızda normal doğum hakkında bilgiler bulunmaktadır. Antalya kadın doğum uzmanı arayan bayanlar makalemizde normal doğum süreci ile ilgili bilgiler bulabilir. Rahim içi gelişimini tamamlamış bebeğin ve bebek eşinin (plasenta) rahim kasılmaları ile birlikte vajinal yoldan dışarı atılması olayına normal doğum denir. 37 haftadan önce olan doğumlara erken doğum (prematür), 42 haftadan sonra olan doğumlara geç doğum (postterm) denir. 

Annenin normal doğum gerçekleştirilebilmesi için rahim içinde tek ve canlı bir bebek olmalı, doğum sancıları kendiliğinden başlamalı ve belli bir düzende ilerlemeli, doğum süresi beklenenden uzun olmamalı, bebeğin başı önde gelmeli, vajinal yoldan kaybedilen kan miktarı yarım litreyi geçmemeli ve bebeğin doğumunu tehlikeye sokacak anormal bir durum oluşmamalıdır. Özellikle ilk doğumunu yapacak olan gebeler normal doğuma karşı bir korku içindedir. Bu nedenle tüm anne adayları hamilelik döneminde psikolojik yönden normal doğuma hazırlanmalıdır.



Doğum sancısı nasıl başlar?

Doğum sancısını başlatan ve doğumu tetikleyen mekanizmanın gerçekte ne olduğu net olarak bilinmemektedir. Birçok farklı mekanizmanın doğum eyleminin başlamasında birlikte rol aldığı düşünülmektedir. Beyinde bulunan hipofiz bezinin arka kısmından oksitosin adı verilen bir hormon salgılanmaktadır. Oksitosin hormonu rahim kasılmalarını tetikleyen ve artıran bir hormondur. Gebelik haftası ilerledikçe rahimdeki oksitosin reseptörlerinin (oksitosin hormonunun bağlandığı alıcılar) miktarı artar. Rahim (uterus) oksitosin hormonuna daha duyarlı hale gelir. Oksitosin reseptörlerinin sayı olarak belli bir eşiğin üzerine çıkması doğum olayını tetikleyebilir. Rahmin kasılmasını sağlayan oksitosin dışında başka maddelerde vardır. Bu maddelere uterotonin denir. Bunlar prostoglandinler, kalsiyum, histamin, seratonin, anjiyotensin-2 gibi mediatörlerdir. Bu maddeler birlikte kombine bir şekilde doğum ağrılarının başlaması ve doğum eyleminin sürdürülmesinde önemli rol oynarlar. Bebek eşinin yaşlanması ve progesteron hormonundaki azalmanın da doğum eyleminde rol oynadığı düşünülmektedir.

Doğum için hazırlık ve muayenede neler yapılır?

Doğum sancısı başlayan ve hastaneye getirilen gebelerin kayıt işlemleri ile birlikte doğum için hazırlıkları yapılır. Dış genital bölge temizlenir. Acil ve hızlı gelişen doğum eylemi dışında kalan gebelere lavman ile barsak temizliği yapılır. Tansiyon, nabız ve solunum sayısı aralıklarla takip edilir. Karın muayenesi (Leopold manevraları) ile bebeğin duruşu ve büyüklüğü değerlendirilir. Bebeğin kalp atım hızı takip edilir. Bebeğin kalp hızının normal değerleri 120-160 atım/dakika'dır. Rahim kasılmaları ile birlikte kalp hızı 100-110 atım/dakikaya kadar inebilir. Ancak 15-25 saniye içinde normal değerlerine geri döner. Kalp hızındaki bu düşüşe deselerasyon denir. Kadın doğum uzmanı vajinal muayene yaparak rahim ağzı açıklığı ve uzunluğunun ne kadar olduğuna bakar. Açıklığın tam olması için rahim ağzının 10 cm açılması gerekir. Doğuma engel teşkil edebilecek olası dış genital bölge, vajen ve kemik yapı anormallikleri değerlendirilir. Bebeğin gelişi (prezentasyonu), pozisyonuna bakılır. Su kesesinin açılıp açılmadığı kontrol edilir. Su kesesinin değerlendirilmesi bazen zordur. Bu nedenle vajinal akıntıdan alınan örneklerin çeşitli testler ile (turnusol kağıdı testi, eğrelti otu testi ya da fern test, akridin oranj boya testi gibi) değerlendirilip su kesesinin açılıp açılmadığı saptanabilmektedir. Gebenin idrar kesesi sonda ile boşaltılır. Anüs çevresindeki yırtılmaları önlemek için bebeğin başı çıkmadan önce doğum kesisi olarak bilinen epizyotomi yapılır. Birkaç farklı epizyotomi yöntemi olsada en çok tercih edilen mediolateral epizyotomidir. Bunun dışında lateral ve median epizyotomi çeşitleride bulunmaktadır. Ancak iyileşme ve komplikasyon oranları nedeni ile pek tercih edilmez.

Doğumun evreleri nelerdir?

Doğum iki evreden oluşmaktadır. Bunlardan ilki sessiz evre (latent faz) denen bölümdür. Bir kaç gün yada hafta süren sessiz dönem aslında doğuma hazırlık evresidir. Bu dönemde düzenli olmayan rahim kasılmaları vardır. Rahim ağzı doğuma hazırlanır. İkinci evre ise düzenli kasılmaların olduğu aktif evredir.

Aktif evrede kendi içinde 3 bölümden oluşur;

Aktif evrenin birinci bölümü: İlk bölümde rahim ağzının genişlemesi ve incelmesi meydana gelir. Rahim ağzının genişlemesi dilatasyon, rahim ağzının incelmesi ise efasman olarak bilinir. Rahim ağzındaki genişleme santimetre (cm) ile, incelme ise yüzde (%) olarak belirtilir. Bu bölümde baş doğum kanalına doğru girer. Rahim ağzı genişlemesi saatte 1.2-1.5 cm arasında devam eder. Birinci bölüm rahim ağzındaki genişlemenin 10 cm, incelmenin %100 olması ile tamamlanır.

Aktif evrenin ikinci bölümü: Doğum kanalına giren bebeğin doğumun devamı için itilmesi gerekir. Bu bölüm itilme evresi (ekspulsiyon) olarak bilinir. İlk doğumunu yapan gebelerde yaklaşık 2-2.5 saat, ikinci ve daha fazla doğum yapan gebelerde ise 25-35 dakika sürmektedir. Ancak bu süreleri etkileyen birçok faktör vardır. Bebeğin ağırlığı, geliş şekli, rahim kasılmalarının kuvveti ve sıklığı, uygulanan anestezi şekli gibi faktörler bu süreyi belirler. Bu bölüm bebeğin dışarı çıkmasıyla tamamlanır. Doğum evrelerinden bu bölüm bebek sağlığı açısından oldukça önemlidir. Bebeğin sağlık durumunu etkileyebilecek doğum komplikasyonları bu evrede görülür.

Aktif evrenin üçüncü bölümü: Doğumun bu bölümü bebeğin çıkışından sonra bebek eşinin doğum kanalından atıldığı kısımdır. Bebeğin çıkışından sonraki 30-35 dakikayı kapsar.

Doğum kanalı nedir?

Doğum kanalını pelvik kemik yapılar ve onu çevreleyen kas, yağ ve yumuşak doğu oluşturur. Yumuşak dokulardan çok kemik yapılar doğum kanalının şekil ve boyutunu belirlemektedir. Kadınlarda 4 tip kemik pelvis bulunur. Kadınlarda en sık bulunan kemik pelvis şekli jinekoid pelvistir. Bu pelvis tipinde pelvik girimin eni ön arka çapından daha geniş olup yaklaşık 12 cm'dir. Bunun dışında android pelvis, andropoid pelvis ve platipelloid pelvis tipleri mevcuttur. Pelvik kanal pelvis girimi, pelvis boşluğu ve pelvis çıkımından oluşur. Pelvis boşluğunun en dar kısmı eni (transvers çapı) olup yaklaşık 10.5 cm'dir. Bu çap doğum kanalının en dar kesimini oluşturur. Bebeğin baş kısmı gövdeden daha büyüktür. Aynı zamanda gövdeye oranla daha az esnektir. Bebeğin baş çapının en az olduğu kısmı (suboksipitobregmatik çap) normal doğumda doğum kanalına önde giren kesimdir. Bebek doğum kanalına başını öne eğerek bu çap ile girer. Doğum için en sağlıklı giriş bu şekilde olmaktadır. Suboksipitobregmatik çap yaklaşık 9.5 cm'dir. Başın ön-arka çapı oksipitofrontal çap olup boyu 12 cm'dir. Başın bu çapla doğum kanalına girmesi doğumu zorlaştıracaktır. Başın enlemesine uzunluğu biparietal çap olup 9-9.5 cm kadardır.  Bu çapın doğumda pek önemi yoktur. Bebeğin kafasındaki en geniş çap oksipitomental çap olup 13-13.5 cm'dir. Bebeğin bu çapla doğum kanalına girmesi geliş anomalisi (prezentasyon anomalisi) kabul edilir.

Bebek doğum kanalında nasıl ilerler?

Bebek başının en kısa çapı ile doğum kanalının en dar yerine uyum sağlayacak şekilde doğum kanalında ilerler. Bu ilerleme birbiri ile uyumlu bir şekilde gerçekleşen farklı hareketleri kapsar. Gebeliğin son haftalarında yada doğum ağrılarının başlaması ile birlikte bebek başının en kısa çapı olan suboksipitobregmatik çap pelvis giriminine oturur. Bu olaya angajman adı verilir. Bu bebeğin başının doğum sürecindeki ilk hareketidir. Başın angajmanı pelvik girimin en geniş çapı olan enine (trasnfers çap) yada çapraz (oblik çap) kısmına olur. Angajmanda kendi içinde bir dizi hareketi barındırır. Daha çok kadın doğum doktorlarını ilgilendiren bu baş hareketleri normal doğumda sırası ile asinklitismus posterior, sinklitismus ve asinklitismus anterior olarak bilinir. Bu hareketler bebek başının pelvik girimde ilerlerken  yanlamasına olan hareketlerine verilen isimlerdir. Bu hareketler kadın doğum muayenesinde (vajinal muayene) bebeğin kafatasındaki uzunlamasına olan kemik birleşim çizgisinin (parietal sütür) pelvisin ön kısmındaki kemik yapı (simfizis pubis) ile olan uzaklığına göre belirlenir. Angajmandan sonra iniş başlar. Rahim ağzının incelmesi ve genişlemesi ile birlikte baş aşağı doğru inmeye başlar. Daha önce doğum yapmamış gebelerde iniş saatte 1 cm, önceden doğum yapmış gebelerde ise saatte 1.5-2 cm olur. İniş rahim kasılmaları ile olur. İniş sırasında bebeğin başı öne doğru eğilir. Bu olaya başın fleksiyonu denir. Bebek başını öne eğmiş olarak doğum kanalında ilerlemektedir. Pelvik boşluğa gelince başın en kısa çaplı olan kısmı ile pelvis boşluğunun en dar olan kısmı birbirine uyacak şekilde baş döner. Bu olaya iç rotasyon ya da internal rotasyon denir. Bu hareket başımızı yana doğru çevirmek gibidir. Başın dönme hareketi tamamlanınca arka bıngıldak (küçük fontanel) denen kısım ön kemik bileşkesi (simfizis) altına doğrjku iner. Arka bıngıldağın öne değilde arkaya dönük olması bir geliş anomalisi olan oksiput posterior geliş olarak bilinir. Doğum devam ederken başın arkası ön kemik bileşkeye dokunur. Rahim kasılmaları ile gövde itilmeye başlar. Başın arkasının ön kemik bileşkeye dokunarak destek alması gövdenin itilmesi ile birlikte başın geriye doğru eğilmesine neden olur. Bu olay ekstansiyon ya da defleksiyon olarak bilinir. Ekstansiyon hareketi gerçekleşirken bebeğin yüzü yere doğru dönüktür. Bebeğin başının çıkması ile birlikte gövde pelvis boşluğuna doğru ilerler. Pelvik boşluğa ilerleyen gövde buraya uyacak şekilde yan döner. Gövdenin yan dönmesi ile birlikte dışarı çıkan bebeğin başıda yan döner. Bu duruma dış rotasyon denir. Baş kısmı dışarı çıkan bebeğin sırasıyla omuzları ve gövdesi dışarı atılır. Doğumun bu bölümüne atılma evresi denir. Yukarıdaki omuzun çıkması için baş aşağıya doğru, arkadaki omuzun çıkması için baş yukarıya doğru çekilir. Omuzların çıkışı ile birlikte gövde ve ayaklar rahatlıkla dışarı çıkar. Bebeğin doğumu ile birlikte göbek kordonu kesilir. Bebek eşinin (plasenta) çıkması 15-30 dakikayı bulur. 

Popüler Yayınlar